Zona hastalığı ikincil bir enfeksiyondur. Nüfusun yüzde 90’ı birincil enfeksiyon olan suçiçeğini 5 yaşına kadar geçirir. Suçiçeği iyileşir ancak virüs vücutta kalır. Omurganın iki tarafındaki sinir köklerinde ve düğümlerinde beklemeye başlar. Virüs kendi DNA’sını hücre DNA’sına entegre eder ve uzun yıllar sorun yaratmaz. Ancak bazı kişilerde vücut direncinin azaldığı durumlarda uyuyan bu virüs uyanır ve çoğalmaya başlar. Bu da bağışıklığın düşmesi ve yaşın ilerlemesiyle ilişkili olarak ortaya çıkar. Nüfusun yüzde 90-95’i suçiçeği geçirirken, yüzde 10-30’u zona ile karşılaşır. Risk, ilerleyen yaşla ve bağışıklık sisteminin baskılanmasıyla artar. 50 yaş üzerinde risk; belirgin olarak artarken, 60’lı yaşlarla beraber 8-10 kata yükselir. Eğer bağışıklık sistemi düşükse zona hastalığı geçirme olasılığı 80-100 kata kadar çıkar. Zona vakalarının yüzde 70’i, 60 yaş üzerindeki kişilerdir. İnsanların zona hastalığı geçirme ihtimali tüm yaşam boyunca ortalama yüzde 20'dir. Sağlıklı kişilerde ikinci kez tekrarı nadir görülür. Stres, bağışıklık sistemini baskıladığı için böyle dönemlerde zonanın çıkması olağan kabul edilir. Ancak burada günlük hayatın stresinden ziyade bir yakının kaybı, finans problemleri veya beklenmedik olaylar tetikleyici olabilir. Vücudun zayıf düşmesine yol açan nedenler arasında; bazı enfeksiyonlar, yorgunluk, uykusuzluk, dengesiz beslenme, aşırı kilo kaybı, stres, alınan bazı ilaçlar, kanser gibi rahatsızlıklar sıralanabilir.
Zona hastalığı belirtileri
Uyuyan varisella zoster virüsü sinir düğümünde aktif haldedir. Bu sinir boyunca, siniri parçalayarak deriye gelen virüsler, keritnositleri (epidermiste bulunan ve keratin sentezleyen hücre) enfekte eder ve vücudun tek tarafıyla sınırlı, kızarık zeminde, su kabarcıklı ve ağrılı deri lezyonları oluşturur. Gece yanığı olarak da bilinen zona hastalığı genellikle 2- 3 haftada iyileşir; ama aylarca süren vakalar da vardır. Zona hastalığındaki bu döküntüler orta hattı geçmez. Döküntüler iyileştikten sonra bazen aylarca sinir boyunca ağrılar devam etmektedir. Zona hastalığı genellikle yaşlı kişiler ve diyabetlilerde daha ağır geçmektedir.
Körlüğe neden olabilir
Kişinin zona hastalığını ayırt etmesi zor olsa da hekimler açısından kolaydır. Zona hastalığının tek taraflı yerleşim ve ağrılı olması çok tipik bulgular arasında yer alır. Zonanın ortaya çıktığı ilk ay ağrı beklenir; ancak komplikasyonlarından en önemlisi postherpetik nevralji olarak adlandırılan, lezyonlar iyileştikten en az bir ay sonrasına kadar devam eden ağrı olur. Sinir boyuyla sınırlı olan bu ağrı, bazı kişilerde bir yıl ve daha uzun sürebilir, hayat kalitesini ciddi şekilde düşürür. Bağışıklık sistemi baskılanmış kişilerde başka komplikasyonlar da görülür. Postherpetik nevralji dışında zona hastalığı virüsünün vücuda yayılma riski de bulunur. Yani sadece o siniri değil; başka sinirleri de tutabilir ve iç organlara yayılabilir. Bu da hem santral sinir sistemi hem de göz gibi organların tutulmasına ve hatta körlüğe gidebilen bir tablo oluşturur. Zona hastalığı, yüzde ve saçlı deride de görülebilir. Santral sinir sistemi tutulumu ile postherpetik nevralji riski bu durumda daha fazla olur.
Zona bulaşıcı bir hastalık mı?
Birincil enfeksiyon olan suçiçeği çok bulaşıcı. Öyle ki hastanede suçiçeği geçiren kişinin odasının bulunduğu koridordan geçen diğer hastaların enfekte olması da mümkün. Çünkü virüs enfekte kişinin vücudundaki su kabarcıklarından etrafa saçılır. Ancak suçiçeği geçirmiş ya da suçiçeği aşısı olmuş kişilere zona bulaşması söz konusu değil. Nüfusun yüzde 90-95’i doğal yollarla suçiçeği geçirdiği için zona hastalığına neden olan virüs vücutlarında bulunur. Zona hastalığı virüsü, suçiçeği geçirmemiş kişilerde ise küçük bir ihtimalle de olsa önce suçiçeği olarak enfeksiyon yaratabilir. Suçiçeği aşısı ülkemizde yaklaşık 20 yıldır uygulanır. Bu nedenle bugün 60’lı yaşlardaki kişilerin çoğu suçiçeğini doğal yollarla geçirdiği için virüsü vücutlarında taşırlar ve bu nedenle zona hastalığı olma riskleri bulunur.