Genç yaşta yani erken başlayan botoks tedavisinin kırışık önleme tedavisinde büyük avantaj sağladığı bir gerçektir. 20’li yaşlarda başlayan botoks enjeksiyonu tedavisi ile kırışıklıklar daha oluşmaya başlamadan önlem alınabiliyor, yüz hiç deforme olmadan pürüzsüz bir şekilde koruma altına alınabiliyor.
30’lu yaşlarda başlanan botoks tedavisinde kırışıklıklar azaltılabiliyor, ilerlemesi ve yeni kırışıklıkların oluşması durdurulabiliyor ancak 20’li yaşlardaki pürüzsüz haline getirilemiyor. Güzelliğini koruma altına alan özellik ile Hollywood yıldızları tarafından sıklıkla kullanılan bu yöntem ile daha doğal sonuçlar elde edilebiliyor.
Önleyici botoks tedavisinin avantajları
Botoks tedavisi her yaş grubuna göre farklı avantajlar sağlayan bir uygulamadır. 20’li yaşlarda yapıldığında 18’li yaşlardaki görünüme sahip olunabilir. 30’lu yaşlarda uygulandığında 20’li yaşlardaki görünüme, 40’lı yaşlarda ise 30’lu yaşlardaki görünüme kavuşulabilir. Bu nedenle estetik cerrahiye başvuran kişilerin beklentileri ile doğru orantılı bir uygulamadır.
İnvaziv yani ameliyatsız ve kalıcı olmayan bir prosedür olduğu için oldukça güvenilir bir uygulamadır. Cerrahi teknikler ile yapılan operasyonlara kıyasla yapılmasında bir sakınca yoktur. Botoks, clostridium botulinum’dan elde edilen saflaştırılmış bir protein olduğu için herhangi bir yan etkisi de bulunmamaktadır. Estetik operasyonlarından önce tıpta birçok alanda da kullanılan botoks enjeksiyonu, bu açıdan da güvenirliği ispatlanmış bir uygulamadır.
Önleyici botoksu kimler yaptırmalıdır?
Önleyici botoksu dünyada erken yaşta olan sinema ve sahne yıldızları yaptırmaktadır. Özellikle genç uzak doğulu starlar ve Hollywood yıldızları arasında yaygın olarak kullanılmaktadır. Bu açıdan güzellik kavramına önem veren ve güzelliğini uzan yıllar korumak isteyen bütün gençler botoks tedavisinden erken yaşlardan itibaren faydalanmaya başlayabilirler.
Önleyici botoksun farkı nedir?
Önleyici botoksun en önemli farkı minimal dozlarda uygulanmasıdır. Çünkü yüzde henüz bir yaşlanma belirtisi oluşmadığı için yüzde en fazla kullanılan ve kırışıklığa neden olan kasların hareketini kısıtlamak amacı ile minimal dozlarda uygulanması yeterli olmaktadır. Bu sayede zaten gergin olan yüzde herhangi bir donukluk ya da mimik kaybına neden olmamaktadır.